8 Şubat 2009 Pazar

"kırıcı, şok edici, rahatsız edici sözler"*


Bülent Ersoy "Ben çocuk doğurmuş olasaydım askere göndermezdim"* deyince "Yayın yoluyla halkı askerlikten soğuttuğu" iddiasıyla yargılanmış, bu davadan beraat etmişti.

Ersoy'un sözlerinin ROJ Tv'de geniş bir şekilde yer almasını, 40 bin kişinin Kadıköy'de "Bülent Ersoy'a destek mitingi" düzenlemesini, DTP'li bazı belediye başkanlarının sokak ve caddelere adını verme girişimlerini örnek göstererek Ersoy'un sözlerini 'kamu güvenliğini bozucu' diye karara itiraz edilmiş.

Ahmet Altan ilk dava açıldığında
savcının, Ersoy’u “suçlamak" için iddianameye “her Türk asker doğar” klişesini bile eklemesini yazmıştı. Şimdiki iddianamedede RTÜK'e şikayet için izleyicilerden gelen açılan telefonların sayısı yazılmış delil olarak.

Savcıya göre "Çocuk doğurma yeteneği tıbben olmayan bir kişinin, Türk annelerini bir anlamda provoke etmek anlamında kullandığı sözleri iyi niyet göstergesi ve düşünce özgürlüğünün gereği olarak değerlendirmek safdillik olacaktır"

Bu savcıya göre sanırım ben savaş yaşamadığım için savaşa karşı çıkma hakkım yok, Kürt olmadığım için ana dillerini kullanmalarını savunma hakkım yok, kapalı olmadığım için arkadaşımın istediğini giymesini savunma hakkım yok, hele hele Bülent Ersoy'a katılmadığım için onun fikrini söyleme hakkını savunmam hiç yok.

Çünkü kendim için düşünmek istemem,
nette hangi siteye gireceğim, okula ne giyeceğim, televizyonda ne konuşacağım hakkında başkalarının değil de kendimin karar vermesini istemem, bu devlete, bu devletin savcısına göre "safdillik". Galiba safdil olan hem benim, hem de Bülent Ersoy'un bir sözüyle galeyana gelecek olan "Türk anneleri".


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder